Adli Tıp raporu doğrultusunda gönderildiği Silivri Cezaevi'nden büyük bir hastaneye sevk için uğraşan Haberal'ın, son birkaç haftadır bu yönde bir talepte bulunmadığı ortaya çıktı. Haberal'ın, kalp rahatsızlığı için cezaevinde hazır bekletilen EKG cihazına da hiç girmediği öğrenildi. Cezaevi önünde 24 saat ambulans bekleten 112'ye ise artık istek yapılmıyor. Haberal birçok uzmanın görev yaptığı Silivri Cezaevi'ndeki semt polikliniğine ise henüz başvurmadı.
Adli Tıp Kurumu raporuyla 12 Mart 2011'de Silivri Cezaevi'ne gönderilen Mehmet Haberal, ilk geceden itibaren İstanbul'daki büyük bir hastaneye sevk için yoğun çaba göstermişti. Cezaevine konulduktan birkaç saat sonra kalp rahatsızlığını gerekçe göstererek, kendini revire çıkartan Haberal, sevkini istedi. Fakat Silivri Devlet Hastanesi sevk zincirinde ilk gidilecek yerin kendileri olduğunu ve hastaya müdahale için her türlü imkâ
Silis kumu na sahip olduklarını söyleyerek bunu kabul etmedi.
Bu dönemde sağlık gerekçeleriyle kapısında 24 saat 112 ambulansı için başvuru da yapıldı. Haberal'ın avukatlarının müvekkilinin rahatsızlanarak bir gecede 4 kez kalp aritmisi geçirdiğini ifade etmeleri dikkat çekmişti.
İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde yatarken geçtiğimiz aralık ayında Adli Tıp'a gönderilmesine karar verilen Mehmet Haberal için hazırlanan rapor da ilginçti. Raporda Haberal'ın 'potansiyel ölüm riski taşıdığı, hareket ettirilmesinin tıbben mümkün olmadığı' yazılmıştı. Rapor doğrultusunda Haberal, Adli Tıp'a gönderilmemişti. Haberal'ın enstitüdeki odasında çekilen görüntülerin kamuoyunun gündemine gelmesi ise rapordaki tespitlerle çelişmişti. Görüntülerde, kalp hastası olduğu için yerinden kıpırdamaması gerektiği iddia edilen Haberal'ın, elindeki tesbihi sallayarak, odasında neşe içinde volta attığı görülüyordu.
TUTARSIZLIK ELEŞTİRİSİ
CHP'nin listesi tuhaf, tutarsız bir kompozisyon
Emre Aköz-Sabah: CHP'nin listesi ise bana "bağımlı" geldi. Yani "dışarıdan" fazla etkilenmiş: Ergenekon sanıkları, Ergenekon dostları, Demirelciler, sağcılar, solcular... Velhasıl tuhaf, eklektik, tutarsız bir kompozisyon bu! Ama sonuç normal: Çünkü partinin ne lideri var, ne de sağlam bir ideolojisi. Tek ölçütleri var: AKP düşmanlığı!
Kılıçdaroğlu'nun demokrasiye ilişkin inandırıcılığına darbe
Hasan Cemal-Milliyet: Ergenekon sanıkları Balbay, Haberal, Aygün CHP'den milletvekili adayı gösterildiler. Bu adayların siyasal kimlikleri ne sosyal demokrasiyle, ne de demokratlıkla bağdaşıyor. CHP hem demokrasi diyecek, hem sosyal demokrasi diyecek, hem de bu Ergenekon sanıklarına milletvekili listelerinde yer verecek. İkisi bir arada olmaz. Ergenekon sanıklarıyla, Ergenekon avukatlığına soyunanlarla, Süheyl Batum'larla, hele Sinan Aygün'lerle, Yarsav'cılarla bu denli iç içelik, Kılıçdaroğlu CHP'sinin demokrasiye ilişkin inandırıcılığına ya da değişim iddiasına darbedir.
'Darbeciliği' yüz kızartıcı bir suç olarak görmüyor
Ahmet Altan-Taraf: "Hayali ihracat sanığı değil ki Haberal" dedi. Hayali ihracat sanığı olsa Haberal'ı aday yapmayacaktı. Niye? Çünkü "yüz kızartıcı" bir suçtan "sanık" olan biri CHP'ye yakışmazdı. Ama "darbe hazırlamak, bu amaçla insanları öldürtmek, çete oluşturmak" suçundan "sanık" olan biri CHP'ye yakışırdı. Haberal belki suçlu değildir. Ama "hayali ihracattan" sanık olsaydı suçlu olup olmadığına bakmadan onu listeye almayacaklardı. Demek ki önemli olan "suçlu" olup olmaması değil, "sanık" olması. "Darbeciliği" yüz kızartıcı bir suç olarak görmüyor Kılıçdaroğlu.
Haberal'ın iştiyakla Meclis'e taşınmasındaki hesap nedir?
Cengiz Çandar-Hürriyet: Daha düne kadar, hastaneden çıkmasında hayati tehlike bulunan Haberal'ın TBMM'ye bu kadar iştiyakla ve sapasağlam olması beklenerek taşınmasındaki hesap nedir? Nasıl olur da, Ecevit'e yapıldığı ileri sürülen bir 'komplo' ile adı anılan Haberal'ın, kör kör parmağım gözüne misali, Ecevit'in seçim bölgesi Zonguldak'ta liste başına konmasının anlatmak istediği 'sembolizm' nedir acaba?
Partinin en sağlam kalelerinde aday gösterdiler
Sevilay Yükselir- Sabah: Bu muydu yani sizin arzuladığınız CHP? Fikri Sağlar'ı, Gürbüz Çapan'ı, Celal Doğan'ı partinin kapısından içeri sokmayıp Demirel'in ricası ile Ergenekon sanığı Haberal'ı, düne kadar Başbakan Erdoğan'ın dibinden ayrılmayan Rifat Hisarcıklıoğlu'nun telkinleri ile Aygün'ü, Cumhuriyet eşrafı istedi diye Balbay'ı, Zafer Mutlu söyledi diye Ayaydın'ı, "Mecburen biletini kestik. Hiç değilse vekil olsun da günahımızı affettirelim." deyip de Aydın Doğan Bey'in önerdiği Ekşi'yi partinin en sağlam kalelerinde Meclis'e aday gösteren CHP miydi yani sizin istediğiniz?
CHP değişmeyi beceremiyor
Kategori : GÜNCEL